'Aile konutu' şerhinin gerekçesi açıklandı

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun, hakim kararına gerek kalmaksızın malik olmayan eşin isteği üzerine idarece ''aile konutu'' şerhi verilebileceğine ilişkin kararının gerekçesi belli oldu.

'Aile konutu' şerhinin gerekçesi açıklandı
'Aile konutu' şerhinin gerekçesi açıklandı
GİRİŞ 19.03.2013 11:49 GÜNCELLEME 19.03.2013 11:49

İzmir'de bir vatandaş, karısının maliki olduğu taşınmazın tapu kaydına ''aile konutu şerhi'' konulması istemiyle başvuru yapmış ve davacının istemi reddedilmişti.

Davacı koca, isteminin reddine ilişkin işlemlerin dayanağı Tapu Sicil Tüzüğü'nün 57. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi ile Aile Konutu Şerhi Genelgesi'nin iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle Danıştay'da dava açmıştı.

Danıştay 10. Dairesi, ''aile konutu şerhi için, konutun aile konutu olduğunu kanıtlayan muhtarlıktan ve varsa apartman yönetiminden alınmış belge ile birlikte vukuatlı nüfus kayıt örneği veya evlilik cüzdanı aranacağına'' ilişkin tüzük hükmü ve ''Malik olmayan eşin talebiyle, evlilik birliğinin resmen devam ettiğini kanıtlayan nüfus kayıt örneği ile bu konutta birlikte yaşantılarını sürdürdüklerini kanıtlayan muhtarlıktan alınmış belgenin ibraz edilmesi halinde aile konutudur şerhinin işlenmesi''ni düzenleyen genelgenin yürütmesini durdurmuştu.

Daire, bir taşınmazın aile konutu niteliğini taşıyıp taşımadığının, dolayısıyla tapu kaydına aile konutu şerhi konulup konulmayacağının tespitinin adli yargı hakiminin yetkisinde olduğuna karar vermişti.

10. Daire'nin bu kararı üzerine, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Tapu Dairesi Başkanlığı, tapu müdürlüklerine yazı göndererek, malik olmayan eşin talebi üzerine aile konutu şerhi işlenmesi için mahkeme kararı aranması gerektiğini bildirmişti.

Gerekçeli karar

Daire kararına itiraz edilmesi üzerine dosya, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'na gelmiş ve Kurul, oybirliğiyle itirazı kabul etmişti. Kurul, hakim kararına gerek kalmaksızın malik olmayan eşin isteği üzerine idarece aile konutu şerhi verilebileceği sonucuna vararak, şerh verilmesi isteminde, nüfus kayıt örneği veya evlilik cüzdanının aranmasına ilişkin yapılan düzenlemelerde hukuka aykırılık bulunmadığına hükmetmişti.

Kurul'un gerekçeli kararı belli oldu. Gerekçeli kararda, Anayasa'nın 41. maddesinde, ailenin Türk toplumunun temeli olduğu ve eşler arasında eşitliğe dayandığı, devletin ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması için gerekli tedbirleri alacağı, teşkilatı kuracağının belirtildiği kaydedildi.

Gerekçede, Anayasa'nın anılan hükmü ve 3232 sayılı Kanun ile kabul edilen Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Uluslararası Sözleşmesi'nde öngörülen ilkeler doğrultusunda 1 Ocak 2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nda, meslek seçimi, kadının ikametgahı, oturulacak konutun seçimi, aile konutu gibi konularda düzenlemeler yapıldığı ifade edildi.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesinde, ''Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Rızayı sağlayamayan veya haklı bir sebep olmadan kendisine rıza verilmeyen eş, hakimin müdahalesini isteyebilir. Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini isteyebilir. Aile konutu eşlerden biri tarafından kira ile sağlanmışsa, sözleşmenin tarafı olmayan eş, kiralayana yapacağı bildirimle sözleşmenin tarafı hâline gelir ve bildirimde bulunan eş diğeri ile müteselsilen sorumlu olur'' hükmüne yer verildiği hatırlatıldı.

Tapu Sicili Tüzüğü'nün 57. maddesinin (d) bendinde, aile konutu şerhinin konulabilmesi için tapu müdürlüklerince, konutun aile konutu olduğunu kanıtlayan muhtarlıktan ve varsa apartman yönetiminden alınmış belge ile vukuatlı nüfus kayıt örneği veya evlilik cüzdanının aranması gerektiği ifade edildi.

Gerekçede, ilgili genelgede ise malik olmayan eşin talebi üzerine evlilik birliğinin hukuken devam ettiğini kanıtlayan nüfus kayıt örneği ile bu konutta birlikte yaşantılarını sürdürdüklerini kanıtlayan muhtarlıktan alınmış belgenin ibrazı halinde, aile konutu şerhinin işlenmesi gerektiği kurallarının yer aldığı belirtildi.

Aile konutu tanımı

Aile konutunun tanımına 4721 sayılı Medeni Kanunu'nun 194. maddesi metninde yer verilmediği, maddenin gerekçesinde ise aile konutunun ''eşlerin bütün yaşam faaliyetlerini gerçekleştirdiği, yaşantısına buna göre yön verdiği, acı ve tatlı günleri içinde yaşadığı anılarla dolu bir alan'' olarak tanımlandığı kaydedilen gerekçede, Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünün dava konusu genelgesinde de aile konutunun, ''eşlerin bütün yaşam faaliyetlerini gerçekleştirdiği ve düzenli yerleşim amacıyla kullandıkları mekan'' olarak tanımlandığı anımsatıldı.

Gerekçede, uyuşmazlığın çözümünde öncelikle tapuda aile konutu şerhi konulabilmesi için malik olan diğer eşin rızasının aranıp aranmayacağı hususunun açıklığa kavuşturulması gerektiği vurgulandı.

Medeni Kanun'un 194. maddesinin 1. fıkrasında, aile konutuyla ilgili eşlerden birinin diğer eşin açık rızası olmadan yapamayacağı işlemlerin gösterildiği, 2. fıkrada da rıza sağlayamayan ve haklı bir sebep olmadan rıza verilmeyen eşin hakimin müdahalesini isteyebileceğinin belirtildiği kaydedildi.

Aynı maddenin 3. fıkrasında da aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eşin, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini isteyebileceğinin hükme bağlandığı ifade edilen gerekçede, ''Madde bir bütün olarak değerlendirildiğinde aile konutu ile ilgili tasarruflarda haklı bir neden olmaksızın eşin rıza vermemesi halinde diğer eşin hakimin müdahalesini isteyebileceği ancak aile konutu şerhi verilmesinde diğer eşin rızasının aranamayacağı anlaşılmaktadır'' denildi.

Gerekçede, Medeni Kanun'un 1009. maddesinde ''kanunlarda açıkça öngörülen diğer hakların tapu kütüğüne şerhedilebileceği''nin açıklandığı belirtilerek, dolayısıyla aile konutu şerhinin tapu siciline kaydedilebilmesi için hakim kararına gerek bulunmadığı, bu şerh doğrudan doğruya tapu sicil müdürlüklerince tapuya kaydedilebileceği tespiti yapıldı.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararına atıf

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun ''aile konutuna'' ilişkin bir uyuşmazlıkta verdiği kararında da ''tapu kaydına aile konutu şerhinin verilmesinin Tapu Sicil Müdürlüğünden istenebileceği, konutun aile konutu olup olmadığı taraflar arasında çekişmeli ise şerhin verilmesinin hakimden istenebileceği''nin belirtildiği ifade edilen gerekçede, şöyle denildi:

''Bu itibarla, ailelerin sosyal ve ekonomik hayatında önemli bir yere sahip olan, ailenin barınma ihtiyacını karşılayan aile konutunun tapu kütüğüne malikinin rızası veya mahkeme kararı aranmaksızın idari bir tasarrufla şerh konulmasını öngören düzenlemede, Anayasa'nın Ailenin Korunması ve Çocuk Hakları başlıklı 41. maddesi hükmü ile Türkiye'nin de taraf olduğu 'Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi' ve 4721 sayılı Medeni Kanunu'nun ilgili hükümlerine aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

Tapu kaydına, malikinin rızası veya mahkeme kararı aranmaksızın eşin istemi üzerine idarece aile konutu şerhi konulurken, TMK 194/3. maddesinin getiriliş amacı göz önünde bulundurulduğunda, konutun aile konutu olup olmadığı hususunun çekişmeden uzak olması gerekmektedir. Bu itibarla, evlilik birliğinin resmen devam ettiğini kanıtlayan vukuatlı nüfus kayıt örneği veya evlilik cüzdanı ile konutun aile konutu olduğunu, eşlerin konutta birlikte yaşantılarını sürdürdüklerini kanıtlayan muhtarlıktan ve varsa apartman yönetiminden alınmış belgenin ibrazı ile idarece 'aile konutu' şerhinin konulabileceği yolundaki düzenleme hukuka uygun bulunmaktadır. Açıklanan nedenlerle davalı idarelerin itirazının kabulü ile Danıştay 10. Dairesinin kararının kaldırılmasına ve yürütmenin durdurulması kararı verilebilmesi için gerekli olan koşulların gerçekleşmediği anlaşıldığından, yürütmenin durdurulması isteminin reddine oybirliği ile karar verildi.''

KAYNAK: AA