Binaların yüzde 80'inde yangın riski var

2007’den önce yapılan on kat ve üzeri tüm binaların yangın risk altında olduğu belirtildi.

Binaların yüzde 80'inde yangın riski var
Binaların yüzde 80'inde yangın riski var
GİRİŞ 16.10.2014 12:22 GÜNCELLEME 16.10.2014 12:22

Türkiye, yılda ortalama 100 bin yangın olayına maruz kalan, yangın konusunda yüksek oranda riskli bir ülke. Türkiye’de gerçekleşen yangınların 25 bin kadarı sadece İstanbul’da meydana geliyor.

Türkiye Yangından Korunma Vakfı ile Yangından Korunma Derneği Onursal Başkanı İTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdurrahman Kılıç, 2007’den önce yapılan on kat üzeri tüm binaların risk altında olduğuna ve Türkiye’de meydana gelen yangın olaylarının her yıl % 10 arttığına dikkat çekiyor. Yanıcı malzeme yoksa yangın da yoktur diyen Kılıç’a göre, ciddi cezai yaptırımlar ile gerekli önlemler alınmazsa, büyük can ve mal kaybına sebep olacak yangınlar kapıda.
 

Türkiye’deki ortalama 100.000 yangının dörtte biri İstanbul’da yaşanıyor

Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Abdurrahman Kılıç’a göre nüfustaki ve buna bağlı olarak konut sayısındaki artış, zamanla eskiyen ve bakımı yapılmayan önleyici sistemler ve denetimsizlik sebebiyle Türkiye’de yangın sayısı her geçen gün artmakta. Şu an mevcut yapıların en fazla %20’sinin yangına karşı güvenli oldğunu belirten Kılıç, yeni yapılan yüksek katlı binaların ise sadece % 50’sinin güvenli olduğunu söylüyor. Özellikle yanlış malzeme kullanımı ve denetimsizlik konusuna dikkat çeken Kılıç, yangın güvenliği konusunda hemen her alanda yetersiz kalındığını ifade ediyor.

Türkiye’de ortaya çıkan ortalama 100.000 yangının yaklaşık dörtte birinin İstanbul’da meydana geldiğini söyleyen Kılıç, İstanbul’un hızlı artan nüfusu ve denetimsiz yapılaşması sebebiyle dünyada en riskli şehirlerden biri olduğunu belirtiyor. Bir şehrin yangın güvenliğinin 4 ana faktöre bağlı olduğunu belirten Abdurrahman Kılıç, bu dört ana fakötürü; binalarda alınan yangın güvenlik önlemleri, kullanılan ürünler ve sistemlerin yeterliliği, ardından halkın bu konudaki duyarlılığı ve eğitim seviyesi, şehrin altyapısı, yol, su, trafik durumu ve itfaiyenin teknik ve eğitim gücü olarak sıralıyor.

Yangına Karşı Doğru Malzeme

Yüksek katlı binalardaki artış ve bu binalarda kullanılan plastik esaslı malzemelerin yangına davetiye çıkardığını belirten Kılıç, “Türkiye’de son yıllarda meydana gelen yangınların asıl nedeni kullanılan malzemelerdir. Binalarda yalıtım ve mantolama amaçlı olarak özellikle poliüretan ve polistren gibi aşırı yanıcı malzemelerin kullanılması ve gerekli önlemlerin alınmaması sebebiyle yangınlar hızla büyümekte. Yangının başlamasını, gelişmesini ve büyümesini hızlandıran bu malzemeler sebebiyle doğru müdahale ile kısa zamanda kontrol altına alınabilecek basit yangınlar bile kontrol edilemez boyutlara ulaşıyor” dedi.  Abdurrahman Kılıç, “Yüksek binalarda özellikle cephelerde kullanılan malzemeler büyük önem taşımaktadır. Türkiye’de binalarda yangına karşı dayanıksız malzemelerin kullanılması Yangın Yönetmeliği ile sınırlandırılmıştır. Ancak kolay alev alan, yandığı zaman da su ile müdahale etmenin çok zor olduğu bu tip malzemeler denetimi yapılmadığı ve maliyet açısından uygun oldukları için çokça tercih edilmektedir.

Yalıtım Malzemeleri Teste Tabii Olacak

Binalarda mantolama ve yalıtım uygulamalarında zor yanıcı, alev almaz A1 sınıfı - hiç yanmaz sertifikalı malzemelerin kullanılmasına özellikle dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Kılıç, bu doğrultuda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı doğru bir uygulama başlatarak yeni bir düzenlemeyi hayata geçirdiğini aktardı. Kılıç, “Cephe kaplamasında yalıtım ve mantolama amaçlı kullanılan malzemeler artık akredite bir laboratuvarda yangına dayanıklılık testinden geçmek zorunda kalacak. Bakanlıktan yayınlanan genelgeye göre bu testten başarıyla geçen malzemeler yangına dayanıklılık sertifikası alacak ve binalarda kullanılabilecek. Bu uygulamanın doğru malzeme üreten ve sorumluluk sahibi üreticileri destekleyecek nitelikte olumlu bir gelişmedir” dedi.

Yönetmelik Doğru Denetim Yanlış

Türkiye’deki Yangın Yönetmeliği’nin Avrupa’daki yönetmelikler düzeyinde modern ve başarılı olduğunun altını çizen Abdurrahman Kılıç, uygulamada çok büyük eksikliklerin ve denetimsizliklerin olduğunu söyledi. Kılıç, “Yangın Yönetmeliği’nin 2002 yılında çıkarılmasına rağmen bugün yönetmelikten hiç haberi olmayan ilçe yönetimleri olduğu gibi, yönetmeliğe hiç bakılmadan ve uyulmadan tamamlanan binalar mevcut” dedi. Türkiye’de binalarda yangın riskinin azaltılması için binalarda özellikle pasif ve mimari önlemlerin artırılması gerektiğini işaret eden Kılıç, önemli olanın yangın sayısı olmadığını, yangının kontrol altına alınıp genişlemesine izin vermeyecek malzemenin kullanılması olduğunu belirtti. Kılıç, “Denetim eksikliği bir an önce aşılmadığı takdirde meydana gelecek yangınların önüne geçilmesi mümkün olamayacaktır. Bu noktada yönetmeliklere uyulması, standartların belirlenmesi, teknik altyapıların dikkatle hazırlanması ve bu denetimleri yapacak kadroların eğitimli ve bilinçli olması durumunda, ancak hızla artan yangın olaylarının önüne geçebilmemiz mümkün olacaktır” dedi.

Proje Kontrolü ve Onayı Artık Belediyelerde

Yangın güvenliği ve denetimi noktasında yeni bir uygulamaya da gidildiğini ifade eden Kılıç, eskiden itfaiye denetiminde olan proje ve iskan onaylarının ilçe belediyelerine bırakıldığını söyledi. Kılıç, “Tüm dünyada yangınla ilgili proje ve iskan kontrolleri, denetimleri itfaiye tarafından yapılır. Avrupa’da ve Amerika’da itfaiye bu konuda tam yetkiliyken, ülkemizde bu yetki itfaiyeden alındı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yayınlanan genelgede onay için itfaiyeden görüş alınmasına gerek olmadığı belirtildi. Oysa son yıllarda binalarda alınan yangın güvenlik önlemlerinin tamamı itfaiyenin desteği ve katkıları ile hayata geçirilmiş uygulamalardır. Gelişmiş ülkelerde itfaiye öncelikle önleme noktasında sorumluluk almaktadır. Bu uygulama ile itfaiye, önleme bilgisine ve sorumluluğuna sahip olamayacak ve dolayısıyla söndürme becerisi kazanamayacaktır. Bu şekildeki uygulama İtfaiyeleri eski Tulumbacılık dönemine götürmektedir. Proje ve iskan kontrollerinin ilçe belediyeler tarafından, işletme kontrollerin ise İtfaiye tarafından yapılması, yetki karmaşası ve kaos yaratacak arada vatandaş kalacak ve zararını vatandaş çekecektir ” diye konuştu.

KAYNAK: EMLAKOFİS