Bakan Özhaseki: Yalvardım ama dinlemediler...

Çevre ve Şehircilik Bakanı  Mehmet Özhaseki Diyarbakır'ın Sur ilçesi başta olmak üzere Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde terörden zarar gören illerde yapılan inşa  ve ihya çalışmalarındaki son duruma ilişkin bilgi verdi. 

"YALVARDIM AMA DİNLEMEDİLER"

Terör bölgelerinde yürütülen çalışmalarda teröristlerin tuzakladığı  patlayıcılar nedeniyle risklerle karşı karşıya kaldıklarına dikkati çeken  Özhaseki, "Dökülmüş, yıkılmış bir sürü ev var. Bunları temizlemeye giren  kepçelerin önünde bombalar patlıyor. Ölenler, şehit olanlar oldu. Vatandaş,  'evime girmek istiyorum' dediğinde, 'lütfen girmeyin, polis bir arama yapsın ondan sonra girin' diye yalvardığım insanlar var, Nusaybin'de. Bu sözümü dinlemediği için bir saat sonra patlamada ölenler var ne yazık ki. Oralarda çalışmak çok zordu ve halen de bu çalışma devam ediyor." ifadesini kullandı.

 Sur ilçesindeki çalışmaların da aynı zorluklarla yürütüldüğünü anlatan Özhaseki, ilçede son 20-30 yıl içerisinde gecekondulaşmanın artığına işaret etti. Özhaseki, "Tarihi eserlere birleşmiş briketten, tahtadan o kadar  çirkin yapılar var ki o salaş yapı gecekonduyla bile tarif edilmez. Teröristlerin  tam istediği bir ortam, orada yuvalanmışlar, çatışma başlatmışlar. O çatışmalarda bunların büyük bir çoğunluğu yıkılmış. Şimdi siz ne yapacaksınız? Önce tarihi ve tescilli eserlerin dışında, çatışmada ne kadar ağır hasarlı ev varsa yıkmak zorundasınız ve bunları yaparken de tarihi eserlere zarar vermemek gibi de bir çabanız olacak." diye konuştu.

 Evleri yıkılan vatandaşlar için de değişik alternatifler  oluşturduklarını vurgulayan Özhaseki, şöyle devam etti: "Bunlar yapılırken bir de terör örgütünün müthiş bir kara  propagandasıyla karşı karşıyayız. Nedir o propaganda? 'Zamanında Ermenilere  olduğu gibi Kürtlere de tehcir yapıyorsunuz.' Bundan büyük bir kötülük olabilir  mi? Hem kendileri orada silahlanıyorlar hem çukurlar kazıyorlar hem de  paçavralarını asıp bağımsızlık ilan ediyorlar, terör örgütünü susturmak için  meşru güçlerimiz gittiğinde de 'siz bizim evlerimizi yıktınız' diye bağırıyorlar.  İyi de orada sakin, kendi halinde yaşayan normal vatandaş vardı da askerlerin,  polislerin işi gücü yok, 'orada bir çatışma çıkaralım' diye mi gittiler oraya?  Niye Samsun'un Ladik'ine, niye Yozgat'ın Yerköy'üne gitmiyorlar? Orada bu ortamı  sağlayan sizsiniz. Şimdi bu çatışmadan sonra da kara propagandaya başladılar."

 erör örgütünün bununla yetinmeyerek, "Buralarda her yer kamulaştırılacak. fakir fukaranın evlerini istimlak edip, zenginlere buradan  peşkeş çekeceksiniz, iş merkezleri yapılacak" şeklinde de kara propaganda  yaptığını dile getiren Özhaseki, gerçeği yansıtmayan bu kara propagandayı  engellemek için çalıştıklarını bildirdi. "Benim evim yıkıldı" diyen vatandaşlar için TOKİ'nin evlerinin hazır  olduğunu, gidip hemen oturabileceklerini belirten Özhaseki, isteyene parasını,  arsasına kendisi ev yapmak isteyenlere de koruma amaçlı imar planına uygun olarak  ev yapma izni verdiklerine değindi.

Özhaseki, Sur'un bir cazibe, turizm merkezi olması, aslına uygun restore edilmesi ve destinasyon merkezi olmasına önem verdiklerini ifade ederek, "Yeniden briketten evler yapılırsa, teröristlerin istediği o zaten. Yeniden  yuvalanacaklar ama bizim istediğimiz olursa oradaki halk zenginleşecek, gelen  turizmden istifade edecek, esnaf da mahalle de istifade edecek. Hizmet sektörü  canlanacak. Orada bir oynama, kaynama olacak, burada onu istiyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

SUR'A 2 MİLYAR LİRA HARCAYACAĞIZ

 Bölgedeki çalışmaların hızla sürüdürüldüğünü anlatan Özhaseki, bütün  tarihi eserlerin restore edildiğini, aslına uygun sokak sağlıklaştırmalarının yapıldığını vurguladı.  Sur içerisinde büyük bir gayret içinde olduklarını ve işlerinin de  iyiye gittiğini belirten Özhaseki, bölgeye yapılan harcamalara ilişkin, "Sur'da 1 milyar 950 milyon lira, neredeyse 2 milyar lira, terör bölgelerindeki yakılıp,  yıkılıp, dökülen bütün yerlerde de 10 milyar lira civarında harcayacağız." bilgisini verdi. Özhaseki, bölgedeki salaş yaşamın bitmesini istediklere işaret ederek, şunları kaydetti: "O kadar güzel projeler hazırladık ki emin olun Silopi'de  hazırladığımız projeye herkes imrendi. İlk etapta evi yıkılanlar 'önce paramızı  verin' derken, 'Hayır, ben bu evleri istiyorum' demeye başladılar. Alt yapısını  yapıyoruz, sularını, kanallarını, arıtma tesislerini, parklarını yapıyoruz,  gençlik merkezleri yapıyoruz ve evlerini yapıyoruz, site mantığı. Sonra  geleneksel yaşamı devam ettirsinler diye de taziye evleri yapıyoruz, bazlama  gözleme yapabilecekleri, salça kaynatabilecekleri yerler yapıyoruz. Oraya modern  bir yaşam sunuyoruz ama geleneklerinden koparmıyoruz. Oralarda bir taraftan risk  alarak, büyük paralar harcayarak, insanların daha modern ortamlarda yaşamasını  sağlayacak bir ortam sunuyoruz. Bir taraftan eskiden hiç görmedikleri  mahallelerdeki sosyal donatı alanlarını sitelerde vermeye çalışıyoruz."